Uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü (tamamen tembelliğimden) gerçekleştiremediğim blog oluşturma işini bugün itibariyle gerçekleştirmiş bulunuyorum. Hayırlı olsun benim için. Elimden geldiğince, tembelliğimi yendiğimce bin parçaya bölünmüş kafamdan birşeyler yazmaya çalışacağım (şans dileyin). Zamanla zevklerim, düşüncelerim, bilgilerim doğrultusunda blog şekillenecek. Oradan, buradan, şuradan, bildiklerimden yazmaya çalışacağım.
Blog kavramı benim için gitgide daha anlamlı bir hal almaya başladı. Zira son zamanlarda basın, yazarlar, yorumcular okunamaz, dinlenemez hale gelmeye başladı. Yazılı, görsel basından neredeyse tamamen vazgeçmiş haldeyim. İhtiyaçlarımı (artık neyse onlar) bloglardan görüyorum (iyi de yaptığımı düşünüyorum). Daha samimi, daha yansız olduğu için de gitgide daha takip edilir hal alacağını düşünüyorum blogların. Bu konuyla ilgili şimdilik bu kadar yazayım. İleride yazacağım bir yazının konusu da bu oluversin.
Giriş konusunda hep zorlanmışımdır. Çok fazla uzatmayayım en iyisi.
Devam etmek üzere…
Not: Resim, Stephen King’in The Dark Tower(Kara Kule) serisinden alınma bir resimdir. Kendinsine ve seriye büyük sevgi ve saygım vardır. Tavsiye de ederim. Edinin ve okuyun.